30 Haziran 2014 Pazartesi
Saç Dökülmesi Yaşayan Hastalarının Moral Çabaları
[gallery columns="5" link="file" ids="773,774,775,776,777,778,779,780,781,782,783,784,785,786"]
38 yıllık bir yılan hikâyesi: Heybeliada Ruhban Okulu
1844′te Ortodoks din adamı yetiştirmesi için açıldı, 1971′de kapatıldı. 38 yıldır kapalı olan Heybeliada Ruhban Okulu’nun kapısını, en son Obama araladı.
12 soruda, Türkiye’nin yeniden gündemine oturan ‘Ruhban Okulu’ sorunu ABD Başkanı Barack Obama’nın Türkiye ziyaretinde, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasının din ve ifade özgürlüğü açısından çok güçlü sinyaller vereceğini söylemesi, gündemin ibresini bir kez daha Heybeliada’ya çevirdi. AB üyeliği müzakerelerine başlayan Türkiye’nin zaman zaman gündemine aldığı Ruhban Okulu sorunu yeniden alevlendi. 127 yıl eğitim veren ve son 38 yıldır kapıları kilitli olan Heybeliada Ruhban Okulu’yla ilgili, bazı hatırlatmalar…
Heybeliada Ruhban Okulu ne zaman ve nasıl kuruldu?
19. yüzyılda, Fener Rum Patrikhanesi, Ortodoks milletler arasında dini birliği korumak amacıyla bir teoloji okulunun açılmasını gündeme getirdi. 9. yüzyılda yaptırılan Heybeliada’daki Ayia Triada Manastırı, Patrik 4. Germanos tarafından 1 Ekim 1844’de Heybeliada Ruhban Okulu olarak açıldı.
Ortodokslar için önemi nedir?
Ruhban Okulu, Ortodoks âleminde, Atina Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden sonra kurulan akademi düzeyindeki ilk okul olma özelliği taşıyordu. Tüm Ortodoksların okulu olduğu için ayrı bir anlamı vardı.
Hangi statüde eğitim veriyordu?
Heybeliada Ruhban Okulu açılışından 1923 yılına kadar Yüksek Ortodoks Teoloji Okulu adını taşıdı. 1844-1915 yılları arasında yedi sınıflıydı. Bunların dördünde lise, üçünde teoloji eğitimi veriliyordu. 1915 -1918 yılları arasında Birinci Dünya Savaşı nedeniyle burada da eğitime ara verildi. 1918 -1923 yılları arasında ortaöğretimsiz beş yıllık yüksek okul statüsüne yükseltildi. 1923 -1951 yılları arasında dört yıl ortaokul ve üç yıl teoloji eğitimi, 1951-1971 yıllarında dört yıl lise ve üç yıl teoloji eğitimi verildi.
Okula, yabancı öğretmen ve öğrenci kabul ediliyor muydu?
Okul, Demokrat Parti iktidarının izniyle, 1950- 1964 yıllarında başta Balkan ülkeleri olmak üzere, Mısır, Etyopya, Suriye ve Britanya’dan gelen yabancı öğrencileri kabul etti. Ancak 1964’te güvenlik gerekçesiyle, yabancı öğrenci yasaklandı.
Kaç mezun verdi?
127 yılda 1000’e yakın mezun verdi. Mezunlardan 12’si sonradan İstanbul Ortodoks Patriği oldu, ikisi İskenderiye Patriği, üçü Antakya Patriği, dördü Otosefal Atina Başpiskoposu, biri ise Otosefal Arnavutluk Başpiskoposu seçildi.
Sadece din adamı mı yetişiyordu?
Okulun amacı din adamı yetiştirmekti ancak mezunlarının sadece din adamı olacağı yönünde kesin bir sınır yoktu. Mezunları arasında öğretmen, akademisyen, diş hekimi gibi meslekleri tercih eden çok kişi vardı.
Ne zaman ve neden kapandı?
1971’de Anayasa Mahkemesi tarafından bütün özel yükseköğretim kurumlarının bir devlet üniversitesine bağlanması kararlaştırıldı. Heybeliada Ruhban Okulu da ‘özel yüksekokul’ statüsünde değerlendirildi. Okulun varlığını sürdürebilmesinin ancak Türk üniversitelerinden birisine veya bir ilahiyat fakültesine bağlanarak mümkün olabileceği belirtildi. Patrikhane’nin, okulun Türk üniversitelerine bağlanmasını istememesi üzerine Heybeliada Ruhban Okulu kapatıldı.
Patrikhane, okulun bir üniversiteye bağlanmasına niye karşı çıkıyor?
Patrikhane, okulun ruhani papaz yetiştirmek üzere yatılı bir okul olarak kurulduğunu belirtiyor. Herhangi bir üniversiteye bağlı normal bir tedrisatta, öğrenciler derslerini gördükten sonra okuldan ayrılırsa Ruhban Okulu’nun amacına ulaşamayacağı düşünülüyor. Ruhban Okulu’nda yalnız Ortodoks ilahiyatı okunuyordu. Okulun bir üniversite bünyesine alınması sonucunda Protestanlar, Ermeniler, Katolikler, Süryanilerin de eğitime katılabileceği ve okulda sadece Ortodoks teolojisi verilemeyeceğine yönelik endişeler bulunuyor. Bu nedenle, Patrikhane, hiçbir üniversiteye bağlı olmadan okulun MEB denetiminde açılmasını ve okula yabancı öğretmen-öğrenci alınmasına da izin verilmesini istiyor.
Patrikhane’nin istediği gibi MEB’e bağlı yüksekokul statüsünde açılması için ne tür yasal değişiklikler gerekiyor?
Anayasa’nın 130. maddesi, bilimsel özerkliğe sahip üniversitelerin devlet tarafından kanunla kurulmasını öngörüyor. Aynı maddede ‘Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre kazanç amacına yönelik olmamak şartıyla vakıflar tarafından devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabilir’ deniliyor. Ancak Anayasa’nın 132. maddesinde, ‘Sadece TSK ve Emniyet’e bağlı özel yüksek öğretim kurumları açılabilir’ ifadeleri var. Patrikhane’nin istediği statü için bu maddenin değiştirilmesi gerekiyor.
Okulun Patrikhane’nin istediği statüde açılmasına itiraz nedeni ne?
Okulun, bir üniversite bünyesinde olmadan ‘Ortodoks Teolojisi’ konusunda eğitim vermesinin, Türkiye’deki bazı tarikatların ‘Biz de kendi okulumuzu açalım’ demesine neden olacağı ileri sürülüyor.
MEB ve YÖK’ün yaklaşımı nasıl?
Ruhban Okulu, hükümetin, AB üyeliği çerçevesinde konuyu gündeme getirdiği 2003 yılından itibaren MEB ile YÖK arasında gerginliğe neden oldu. MEB, “Okul, YÖK’e bağlanmalı. Bunun için de 2547 sayılı YÖK Yasası değiştirilmeli. Bizim okulu denetlememiz zor olur” derken dönemin YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, “YÖK Yasası’nın Atatürk ilkelerine bağlılık gibi temel hükümleri var. Ruhban Okulu’nun bu ilkelere uymasını nasıl sağlayacağız?” itirazıyla, okul üzerinde YÖK otoritesinin kurulamayacağını öne sürmüştü.
Bugüne dek ne formüller düşünüldü?
2004 yılında hükümet tarafından, Ruhban Okulu’nun Milli Eğitim Bakanlığı denetiminde, vakıf bünyesinde iki yıllık önlisans programı şeklinde eğitim verebileceğine ilişkin bir formül geliştirildi. Bunun için yasa değişikliği öngörüldü ancak bir sonuca bağlanamadı. 2005 yılında ise Dişişleri Bakanlığı daha somut bir formül üzerinde durdu. Vakıf bünyesinde ve MEB denetiminde açılması öngörülen okul için Bakanlar Kurulu’nda özel karar alınacaktı. Türkiye ile Yunanistan arasındaki ‘karşılıklılık’ ilkesine göre alınacak karar gereğince, okulun açılması için Yunanistan’a ‘Gümülcine Celal Bayar Lisesi’ndeki Türk öğretmen sayısını artırın’ koşulu sunulacaktı. Ancak bu formül de tutmadı.
Derindeki Yaratık
Skylar, araştırma için çıktığı yolculukta hayatını cehenneme çeviren bir yaratıkla karşılaşır...
Deniz biyoloğu Skylar Shane, Kuzey Sumatra denizi açıklarındaki tarih öncesi hayat formlarına ait yaptığı araştırmada kendisine yardım etmesi için bir tekne kaptanı olan Jack Bowman ile anlaşır. Yolculukları sırasında denizin ortasındaki balıkçı platformuna sığınan ikili burada kimsesiz bir çocuk olan Tamal ile tanışır. Tamal bir büyücü olan amcası tarafından balıkçı platformunda hizmetli olarak çalışması için satılmıştır ve Skylar´a kendisini oradan kurtarması için yalvarır. Tamal´ın yanlarına gelmesi ile birlikte garip olaylar ortaya çıkar... Ve karanlık suların altında onları bekleyen gittikçe büyüyen dehşetin farkına varırlar.
Doubletree By Hilton Moda
Doubletree By Hilton Moda (Oda Kahvaltılı) Kadıköy
DoubleTree By Hilton Moda, seyahatinizi bir ödüle dönüştürmek için Anadolu yakasının tam merkezinde Kadıköy Moda’da sizi bekliyor. Marmara Denizi kıyısında yer alan otelimizin odalarının tamamına yakını adalardan tarihi yarımadaya ve Boğaziçi’ ne uzanan nefes kesici bir manzaraya sahip. Büyüleyen İstanbul manzarasını içinde barındıran tek ya da çift kişilik yatak kapasiteli odalarımızın ve süitlerimizin tadını çıkarın. Tüm odalarımız ister iş isterse ailenizle birlikte geçireceğiniz seyahatleriniz sırasında her türlü ihtiyaçlarınızı karşılayacak konforda tam donanımlı olarak hazırlanmıştır. Odalarımızda ihtiyacınıza yönelik teknolojik donanım ile birlikte eklektik çizgiler taşıyan ferah tasarım anlayışı sizi bekliyor. İş seyahatiniz sırasında ofisiniz ile iletişiminizin devamını sağlamak için size her türlü imkanı sunuyoruz. Otelimizde konaklayan misafirlerimize sunduğumuz ücretsiz internet hizmetimiz sayesinde her şey daha kolay. Eşsiz konumu ile DoubleTree By Hilton Moda, gerek deniz ve toplu taşıma araçlarına, gerek şehrin merkezine birkaç dakika mesafede…
Tesisin 245 odası bulunuyor. Doubletree By Hilton Moda hakkında ayrıntılı bilgiyi aşağıda bulabilirsiniz.
HİZMET SAATLERİ
07:00-10:00 Kahvaltı
Tesis ile İlgili Genel Uyarı ve İstisnalar
Tesiste hizmet veren açık alanların kullanımı mevsim koşullarına bağlıdır.
Standart odalarda yapılan 2+2 veya 3+1 konaklamalar odada sıkışıklık yaratabilir ve verilen ilave yataklar sabit yatak konforunda olmayabilir.
Yarım Pansiyon konaklamalar akşam yemeği ile başlar, konaklanan gece sayısı kadar akşam yemeğini içerir ve çıkış günü sabah kahvaltısı ile son bulur. Oda Kahvaltı konaklamalar ise çıkış günü sabah kahvaltısı ile son bulur.
Otel Resimleri
[gallery columns="5" link="file" ids="732,733,734,735,736,737,738,739,740,741,742,743,744,745,746"]
Tesis Olanakları
- Sauna*
- Hamam*
- Buhar Odası*
- Masaj*
- Fitness Center*
- Toplantı Salonu*
- Telefon ve Faks Hizmetleri*
- Kapalı Restoran*
- Kapalı Havuz
- Açık Havuz
- Kablosuz İnternet
İletişim: Caferağa Mah. Albay Faik Sözdener Cad. No:31 34710 Kadıköy - İstanbul / Türkiye
Tel :0216 542 43 44
Radisson Blu Hotel & Spa Tuzla
Radisson Blu Hotel & Spa Tuzla (Oda Kahvaltılı) Tuzla
Tesisin 249 odası bulunuyor.
Radisson Blu Hotel & Spa Tuzla hakkında ayrıntılı bilgiyi aşağıda bulabilirsiniz.
Yeme/İçme Sabah kahvaltısı dışında alınan yiyecekler ücretlidir.
Tesis genelinde alınan içecekler ücretlidir.
Tesis ile İlgili Genel Uyarı ve İstisnalar Tesis odalarına giriş saati 14.00'ten itibaren başlar.
Odalardan çıkış saati ise en geç 12.00'dir.
Evcil hayvan kabul edilmiyor.
Tesiste hizmet veren açık alanların kullanımı mevsim koşullarına bağlıdır.
Aile odaları veya bazı özel odalar haricinde, diğer odalarda yapılacak 2+2 veya 3+1 konaklamalar, odada sıkışıklık yaratabilir ve verilen ilave yataklar sabit yatak konforunda olmayabilir.
Tesislerde verilen Ultra Her Şey Dahil, Her Şey Dahil ve Tam Pansiyon konaklamalar, akşam yemeği ile başlar, konaklanan gece sayısı kadar akşam yemeğini içerir ve çıkış günü öğlen yemeği ile son bulur.
Yarım Pansiyon konaklamalar akşam yemeği ile başlar, konaklanan gece sayısı kadar akşam yemeğini içerir ve çıkış günü sabah kahvaltısı ile son bulur.
Oda Kahvaltı konaklamalar ise çıkış günü sabah kahvaltısı ile son bulur.
[gallery columns="5" link="file" ids="712,713,714,715,716,717,718,719,720,721,722,723,724,725,726"]
Tesis Olanakları
- Spa Center*
- Masaj & Bakım*
- Restoran*
- Toplantı Salonu*
- Açık Havuz
- Kapalı Havuz
- Buhar Odası
- Hamam
- Sauna
- Fitness Center
İletişim: Radisson Blu Hotel & Spa, Istanbul Tuzla
Çamlıbelde Sitesi Hasan Tokatlı Sokak No:13
Aydınlı 34953 Istanbul, Türkiye
İletişim:
Tel: + 90 216 560 60 00
Fax: +90 216 393 43 53
29 Haziran 2014 Pazar
Durusu Club Hotel & Spa
Durusu Club Hotel & Spa (Yarım Pansiyon) Arnavutköy
Arnavutköy Boyalık Köyü Mevkii'nde bulunan tesis, havaalanına 50 km. mesafede. Tesis denize 17 km. mesafede bulunuyor.
5.000 m² alana kurulu tesisin 72 odası bulunuyor. Durusu Club Hotel & Spa hakkında ayrıntılı bilgiyi aşağıda bulabilirsiniz.
Yeme/İçme Sabah ve akşam yemekleri dışında alınan yiyecekler ücretlidir. Tesis genelinde alınan tüm içecekler ücretlidir. Geç kahvaltı pazar günleri 08:00-12:00 arası verilmektedir. A la carte restoran rezervasyonlu ve ücretlidir.
HİZMET SAATLERİ
07:45-10:00 Kahvaltı
10:00-10:30 Geç kahvaltı
20:00-22:00 Akşam yemeği
A LA CARTE RESTORANLAR
Duru A La Carte Restoran Teras A La Carte Restoran Tesis ile İlgili Genel Uyarı ve İstisnalar Tesis odalarına giriş saati 14.00'ten itibaren başlar. Odalardan çıkış saati ise en geç 12.00'dir.
Evcil hayvan kabul edilmiyor.
Tesiste hizmet veren açık alanların kullanımı mevsim koşullarına bağlıdır.
Aile odaları veya bazı özel odalar haricinde, diğer odalarda yapılacak 2+2 veya 3+1 konaklamalar, odada sıkışıklık yaratabilir ve verilen ilave yataklar sabit yatak konforunda olmayabilir.
Tesislerde verilen Ultra Her Şey Dahil, Her Şey Dahil ve Tam Pansiyon konaklamalar, akşam yemeği ile başlar, konaklanan gece sayısı kadar akşam yemeğini içerir ve çıkış günü öğlen yemeği ile son bulur. Yarım Pansiyon konaklamalar akşam yemeği ile başlar, konaklanan gece sayısı kadar akşam yemeğini içerir ve çıkış günü sabah kahvaltısı ile son bulur. Oda Kahvaltı konaklamalar ise çıkış günü sabah kahvaltısı ile son bulur.
Otel Resimleri
[gallery columns="5" link="file" ids="692,693,694,695,696,697,698,699,700,701,702,703,704,705,706"]
Tesis Olanakaları
- Masaj*
- Tenis Sahası*
- Tenis Ekipmanları*
- Tenis Sahası Işıklandırması*
- Bisiklet Kiralama*
- Binicilik*
- Bar*
- Amfi Tiyatro
- Açık Havuz
- Kapalı Havuz
- Buhar Odası
- Hamam
- Sauna
- Fitness Center
- Futbol
- Masa Tenisi
- Kapalı Restoran
- Açık Restoran
- Toplantı Salonu
- Çocuk Büfesi
- Oyun Parkı
- Çocuk Açık Havuzu
İletişim: Durusu Club Hotel & Spa
Deli Yunus Çiftliği Mevkii, Boyalık Köyü Durusu Park
Arnavutköy / İstanbul
Resepsiyon
Tel :+90 (532) 755 58 56 (7 / 24)
Faks :+90 (850) 220 02 75
Messt Cafe Restaurant
Tel: 0216 5302525
Adres: Burhaniye mah. Rasim Ağa sok. No:19 Nakkaştepe Üsküdar İstanbul, Nakkaştepe, Üsküdar, İstanbul
Web Sitesi: www.messtcafe.com
[divide]
MESST CAFE&RESTAURANT ilk görüşte vurulacağınız benzersiz boğaz manzarası ile yeşilin birleştiği bir nakkaştepe mekanı.
MESST AİLESİ olarak bu görsel güzelliği tamamlamak için Dünya mutfağından özenle seçtiğimiz lezzetleri günün her saatinde KALİTE,TAZELİK ve HİJYENE büyük önem veren deneyimli disiplinli güleryüzlü personelimiz ile sizlere sunmak amacımız...
Haftasonu zengin ve açıkbüfe kahvaltılarımıza aileniz ve dostlarınızla bekliyoruz.
Düğün,Kır Düğünü,Nişan,Davet,İş Yemeği,Yaş Günü gibi organizasyonlarınızda 120 kişilik kapalı mekanımızla ve 350 kişilik çim üzeri yazlık mekanımızla hizmetinizdeyiz.
MESST CAFE'DE keyif alıcaksınız,ruhunuz dinlenecek,tekrar gelmek için sabırsızlanıcaksınız
[gallery link="file" ids="687,688,674"]
[divide]
[review]
İstanbulda Kiralık Ev Kalmadı
Okulların tatil olması, evlilik sezonunun başlamasına bir de kentsel dönüşüm eklenince İstanbul’da özellikle Anadolu yakasında kiralık ev bulmak güçleşti. Emlak ofisleri müşterilerine sıklıkla ‘Kiralık evimiz kalmadı’ yanıtını veriyor.
YENİ evlenenler ve okulların kapanması ile ev değiştirme kararını hayata geçirenler emlak ofislerinin kapısını çalmaya başladı. Ancak İstanbul genelinde kiralık ev bulmak geçtiğimiz yıllara kıyasla oldukça zorlaştı. Son bir yılda artan kentsel dönüşüm projeleri şehir genelindeki kiralık ev arzında azalmaya yol açtı. Evi yenilenen mülk sahiplerinin ve kiracıların sayısı artınca merkezi ilçelerdeki boş evler kısa sürede doldu.
Kiralık evlere artan talep fiyatları da yukarı çekti. İstanbul genelindeki kiralık dairelerde son bir yılda yüzde 10’luk değer artışı yaşansa da kentsel dönüşüm projelerinin en fazla görüldüğü ilçelerde bu oran yüzde 40’a kadar yükseliyor. Eva Gayrimenkul Değerleme’den Lisanslı Değerleme Uzmanı Deniz Şahinkaya, kiraların en yüksek olduğu ilk 5 ilçenin Beşiktaş, Sarıyer, Şişli, Kadıköy ve Ataşehir olarak sıraladı. Şahinkaya, göre son bir yılda Bağdat Caddesi’ndeki kiralama fiyatları yüzde 28, Kartal’da yüzde 20, Maltepe’de yüzde 13, Gaziosmanpaşa’da yüzde 30, Basın Ekspres ve Güneşli’de yüzde 19, Esenler, E-5 Merter ve Havaalanı aksında yüzde 42, Beşiktaş bölgesinde yüzde 10 oranında arttığını söyledi.
KOMŞU İLÇELER SEÇİLİYOR
Kentsel dönüşüm bölgelerindeki yaşayanların kiralık evler için komşu ilçeleri seçtiklerini söyleyen REIDIN CEO’su Ahmet Kayhan,” Kentsel dönüşüme uğrayan bölgelerden dışarıya doğru olan göç; hem kiralık konut arzında hem de kiralık konut değerleri üzerinde etkili oluyor. Bireyler, yeni ikamet lokasyonları için kendilerine ve doğal olarak alışmış oldukları düzene yakın bölgeleri tercih ediyor. Buna bağlı olarak bireylerin tercih ettikleri yeni bölgelerde olağan dinamikler dışında yarattıkları talep fazlası da kiralarda artış yaşanmasında etkili oluyor. Kentsel dönüşüm bölgelerinde dönüşümün tamamlanması ve nitelikli konutların pazara kazandırılması ile birlikte kira değerlerinde hızlı bir artış olacağı öngörülebilir” dedi.
Kentsel dönüşüm sürecindeki büyük projeler ve bina bazında yenileme çalışmaları ağırlıklı olarak Anadolu yakasında yapıldığı için kiralık konut arzında daralma da en çok bu yakada yaşanıyor. Yerel emlak ofisleri özellikle Kadıköy ve Maltepe bölgelerinde kiralık dairelere talebin fazla olduğuna dikkat çekiyor. Ev arayanların emlakçılara isim yazdırıp haber beklediklerini söyleyen emlak şirketi yöneticileri, “Müşterilerin çoğu binamız yenilendiği için 1-2 yıllık ev arıyoruz diyorlar. Kiralık evler bize dahi düşmeden tutuluyor. Eskiden biz müşteriyi ikna etmeye çalışırdık, şimdi müşteri seçeneği olmadığı için bulduğuyla yetiniyor” dedi. Evi yenilenen hak sahiplerinin müteahhit firmalardan kira yardımı aldığını hatırlatan emlakçılar, ekonomik durumu yeterli olan kesimin ilçelerin merkezinde kaldığını, sınırlı bütçeye sahip olanların ise şehrin gelişim çeperlerine yöneldiğini dile getirdi.
Reina
Faks : 0212 260 1088
Muallim Naci cad. No:44 Ortaköy / İstanbul
Web: www.reina.com.tr
İstanbul’un en ünlü eğlence markası Reina, Boğaz’ın adeta parlayan incisi. İçinde barındırdığı Park Şamdan, Dragon, Blue Topaz, Köşebaşı gibi birbirinden ünlü restoranları ve kısa süre içinde hizmete girecek olan yeni İtalyan restoranıyla akşam saat 19.00’da başlayan eğlence sabah 04.00’e kadar devam ediyor. Mekanda Türkçe ve yabancı, günün en popüler şarkıları çalınıyor. En çok tüketilen içecekler ise votka, viski ve şarap. Ses yasağı ile ilgili olarak Reina’da, Almanya’dan özel olarak getirilmiş ses perdesi kullanılıyor. İtalya’dan özel olarak getirilen yeni ses sistemi ile ses orta alanda tutuluyor ve kanuni desibel oranı geçilmiyor. Turistlerin ve İstanbul’a gelen ünlü isimlerin de sık sık ziyaret ettiği Reina’ya hafta sonları gitmeyi düşünüyorsanız rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ediyoruz. Rezervasyonla giriş yapanlardan ücret alınmıyor.
[divide color="#dd0b0b"]
Reina, with its opening 17th January 2002, has achieved its ambition, by becoming one of the most prestigious entertainment venues not only in Turkey but also on the globe. Having taken over the most elite restaurant brands, Reina has continued its success within the entertainment sector and has been the perfect host to domestic and international quests alike.
Famous across the borders, is Reina not only famous as an entertainment venue but also has become a tourist hotspot as well as a meeting point for international statesmen, a location where businessmen sign agreements worth billions of dollars and where world stars enjoy their meals and the entertainment.
Having a drink at the Reina is indeed a very special pleasure since the view to Europe on one side and to Asia on the other side is truly unique. Add to this the silhouette of Istanbul with its historical buildings and its magnificent bridge, and you have the perfect skyline. Since the day it opened, Reina has become a valuable part of the Su Entertainment Group, improving quality and increasing its success every year.
Located at the most gorgeous point of the Bosporus, Reina Restaurant continues this winter as well to treat its guests in the best manner with its tasteful dishes and its unique atmosphere. Mostly of Mediterranean origin, the excellent tastes prepared by the brilliant chef, Fahrettin Birol Temel, attract great admiration from all its guests. With its distinguished delicacies and fascinating Bosporus scenery, Reina Restaurant has welcomed international celebrities such as Jennifer Lopez, Bon Jovi, Gisele Bündchen, Uma Thurman, Kevin Kostner, Sting, Lionel Richie, John Cusack, Kobe Bryant, Paris Hilton, Salma Hayek, Tim Duncan, Allen Iverson, Zidane, Mikheil Saakashvili, Bamir Topi, Branko Crvenkovski and Ernesto Samper Pizano.
[gallery columns="4" link="file" ids="662,663,664,665,666,667,661,660"]
[review]
Geleceğin Asker Modelleri
[gallery columns="6" link="file" ids="617,618,619,620,621,622"]
28 Haziran 2014 Cumartesi
Cahide
Kadırgalar cad. Maçka parkı
Maçka / İstanbul
www.capamarka.com.tr
Bir masal dünyası Cahide, Alice Harikalar Diyarı'nın sayfalarından, Sindrella'nın 'bir gecelik rüyası' gibi bir his yaratıyor. İnsanı dünyadan çekip koparıyor ve efsunlu bir masal ülkesine davet ediyor adeta.
Eğlencesi, şovu, birbirinden leziz yemekleri ve baştan aşağı yenilenen dekoru ile Cahide Cabaret yaza hazır. İlklerin mekanında her şey tanıdık aslında ama o tanıdık her şey yepyeni. Özgürlüğüne düşkün ve herkese açık olan mekan alışılagelmiş geleneğini koruyor; kimlikleri ve statüleri kapıda bıraktıyor, size de sadece çılgınlar gibi eğlenmek kalıyor!
Cahide cabaret'de yenilikler mutfakta da ortaya çıkıyor. Cahide benzerlerine 'benzemiyor', geleneksel bir restaurant'ta olağan tatlar arayanların mekanı değil burası. Farkı fark edenlerin, etmek isteyenlerin adresi Cahide bu yıl damağınıza İspanyol lezzetlerini sürecek, tapasların tadlarına baktıracak.
Alaturka, jazz, arabesk sevenleri ve tutkunlarını da Cahide'de coşarken görebilirsiniz bu yıl. Ne bir kabere, ne bir tiyatro, ne de restaurant. Hepsidir Cahide. Belki de hepsinden daha fazlası. Yine bekarlığa veda partileri, yine en sıradışı doğum günü partileri burada yapılacak ve eğlencenin kalbi yine Cahide'de atacak.
Tel : 0212 219 6530
Kadırgalar cad. Maçka parkı
Maçka / İstanbul
www.capamarka.com.tr
[divide]
The very interactive show at Cahide Cabaret Restaurant features a nightly drag hostess comedian, cabaret performance by the hostess and other drag waitresses and participation from an “audience gone wild”.
Cahide (pronounced Ja-heed) is one of its kind in Turkey and is fabulous place, very avant guard, very extravagant entertainment. The layout of the venue is decadent with round booth style tables spread along the back of the venue which then leads down to long rectangular tables and another level down more tables with two bars on each side of the stage.
Cahide boasts outrageous drag queen cabaret. They are singing and karaoke on some of the original Cabaret songs and also some takes on Brittany and Pink. The sexy waiters in tuxedos serve delicious Turkish cuisine, with fresh meze, home made breads, shish kebabs, and salmon with noodles or lamb.
A must for any bachelorette. Cahide is the most popular place in Istanbul and read about in just about every newspaper and magazine. Visited over the years by a number of celebrities such as Enrique Iglesias.
[review]
Ejderhanı Nasıl Eğitirsin 2
Ejderhanı Nasıl Eğitirsin üçlemesinin ikinci bölümünde Hıçkıdık ve Dişsiz´in olağanüstü dünyalarına geri dönüyor, Berk Adası'nda ejderhaları ve vikingleri bir araya getirmelerinden 5 sene sonrasına gidiyoruz.
Astrid, Südüklü ve ekibin geri kalanı adanın yeni popüler sporu olan ejderha yarışlarına katılmak için birbirlerini gaza getirirken, ayrılmaz ikilimiz gökyüzünde maceradan maceraya atılıyor ve keşfedilmemiş yerlerin haritasını çıkarıp yeni dünyalar keşfediyorlar.
İki kafadar maceralarından birinde kendilerini, yüzlerce yeni vahşi ejderhaya ve gizemli Ejderha Binicisine ev sahipliği yapan buzdan bir mağarada, barışı korumak üzere çıkan bir savaşın ortasında buluyorlar.
Edebiyatçıların Uğrak Mekanları
Nisuaz Pastanesi
Sait Faik 14 Mart 1941′de Orhan Veli’ye mektubunda “Burada eski tas eski hamam. Cumartesi günleri Nisuaz’da üdeba toplanır. Kararlar verilir” diye bahsetti bu pastaneden.
Bugün Beyoğlu’nda Ayhan Işık Sokağı’nın girişindeki Garanti Bankası’nın yerinde bulunan Nisuaz, 1930-1950′ler boyunca edebiyatçıların uğrak yeriydi.
1967′deki yangından sonra yıkılan pastanenin müdavimleri Ahmet Hamdi Tanpınar, Edip Ayel, “Garip” akımının isim babası Cavit Yamaç, Sabahattin Kudret Aksal, Asaf Hâlet Çelebi, Abidin Dino, Arif Dino, Orhon Murat Arıburnu ve Sabahattin Ali gibi şair ve yazarlardı.
Niko Kiriçis’in pastanesi geniş ve yüksek vitriniyle adeta İstiklal ile iç içeydi. Çaylarını yudumlarken birbirlerine yazdıklarını okuyan edebiyatçılar, pek çok derginin yayın toplantısını da Nisuaz’da yaptı. Mesela Hilmi Ziya’nın “İnsan” ve Burhan Arpad’ın “İnanç” dergilerinin temelleri burada atıldı.
Küllük Kahvesi
Şair Mehmet Sıtkı Akozan “Sanmayın avare bülbüller gibi güllükteyiz / Biz yanık bir kor gibi akşam sabah Küllük’teyiz” diye andı burayı. Beyazıt Cami’sinin ana yola bakan tarafındaki bu bahçeli kıraathane, 1950′lerde adeta bir ilim irfan yuvasıydı. Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Nurullah Ataç, Peyami Safa, Necip Fazıl Kısakürek, Tarık Buğra, Fuat Köprülü, Ahmet Muhip Dıranas, Neyzen Tevfik, İlhan Berk, Reşat Nuri Güntekin ve Cahit Sıtkı Tarancı gibi isimler burayı sıkça ziyaret etti. Hatta Faruk Nafiz Çamlıbel ve Behçet Kemal Çağlar’ın 10. Yıl Marşı’nı Küllük’te yazdığı rivayet edildi.
Mekânın sakinleri burayı o kadar benimsediler ki 1950′lerde yıkılan kahvede sadece çay, kahve, nargile içip sohbet etmekle yetinmediler. Bir de Eylül 1940′tan itibaren, adını yaşatmak için “Küllük” dergisini çıkardılar.
Baylan Pastanesi
“Garsonlar paramız olup olmadığını gözlerimizden anlar, eğer meteliğe kurşun atıyorsak, hiçbir şey söylemeden önümüze bir şişe maden suyu bırakırlardı. O maden suyuyla akşama kadar idare ederdik.” Ülkü Tamer böyle anlattı kup griyesi ve çikolatalı trüf pastası dillere destan Baylan’ı.
Pastane, 1923′te Loryan adıyla Beyoğlu’ndaki Ses Tiyatrosu’nun yanında, Luvr Apartmanı’nda açıldı. 1934′te yabancı kelimelerin kullanılması yasaklanınca “kusursuz” anlamına gelen bu ismi aldı.
Attila İlhan’ın sıklaşan ziyaretleriyle edebiyat çevrelerinde kısa sürede kendilerine “Baylancılar” diyen bir grup oluştu. Beyoğlu şubesi 1967′de kapanana kadar Behçet Necatigil, Cemal Süreya, Edip Cansever, Erdal Öz, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Peyami Safa, Sait Faik, Orhan Kemal, Salah Birsel, Onat Kutlar, Doğan Hızlan gibi pek çok ismi ağırladı.
Meserret Kahvesi
Salah Birsel “Kahveler” kitabında buradan “Meserret Kahvesi tüm İstanbul’un kahvesidir. Orada hiç değilse bir kez oturmamış edebiyatçı da gösterilemez” diye bahsetti.
Sirkeci’de Ankara ve Ebusuut caddelerinin köşesindeki kahve, yazarlarla gazetecilerin uğrak yeriydi. 1900′lerin başında açılan kahvenin gediklileri arasında Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Sait Faik, Edip Cansever, Melih Cevdet Anday, Muzaffer Buyrukçu, Mehmet Rauf, Halit Ziya Uşaklıgil, Necip Fazıl gibi edebiyatçılar yer aldı.
Orhan Kemal birçok eserine burada başlarken kahveyi “Meserret Bâb-ı Ali’den ekmeğimi çıkarmaya çalışmanın başlangıç noktasıdır” diye andı.
İkbal Kahvesi
Arkadaşı Nurer Uğurlu “Orhan Kemal’in İkbal Kahvesi” kitabında ünlü yazarın hayatını anlattı. Oğlu Işık Öğütçü, Cihangir’de Orhan Kemal Müzesi’nin altına yıllar sonra aynı isimde bir yer açtı. Şimdi varın ünlü yazarın geçmişte Nuruosmaniye’deki bu kahveyle ilişkisini siz düşünün.
Bir dönem Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Ahmet Haşim’in de uğrak yeri, Orhan Kemal ve arkadaşlarının taktığı adla “Kahvetül-ikbal”, 1960′ların sonlarında kapanana kadar sabah sohbetlerinin ev sahibiydi. Muzaffer Buyrukçu, Nurer Uğurlu ve Orhan Kemal bu buluşmaları, düğün ertesi damat sohbeti anlamına gelen “Sabahiye”diye adlandırırdı. Edip Cansever, Musa Anter, Yaşar Kemal, Ece Ayhan, Rıfat Ilgaz, Oktay Akbal, Behçet Necatigil ve Sennur Sezer de İkbal’in gediklilerindendi.
Kulis Bar
Jorj Sütçüyan Beyoğlu’nda Atlas Pasajı’nda 1948′de açtı Kulis Bar’ı. Her sabah Çiçek Pasajı’ndan taze çiçeklerle süsledi. İçerisi büyük görünsün diye boydan boya aynalarla kapladı. Her daim uğrayan dostlarından biri gelmediğinde hasta mı diye meraklandı, aradı.
Atlas Sineması’ndaki galalarda, tiyatroların perde açmadığı pazartesi günlerinde en kalabalık zamanlarını gördü burası. Abdi İpekçi, Nadir Nadi gibi gazeteciler, Yaşar Kemal, Edip Cansever, Fethi Naci gibi edebiyatçılar, İzzet Günay, Fikret Hakan, Metin Erksan, Yılmaz Güney gibi sinemacılar müdavimlerindendi. Kadife kapısı tanıdıklara her daim açıkken, diğerleri “Burası kulüp” denilerek kibarca reddedilirdi. Mekân daha sonra Nişantaşı’na taşındıysa da eski havasını bulamadı ve kapandı.
Papirüs Bar
Papirüs ilk kez 1972′de Kulis Bar’ın garsonlarından Ertuğrul Bora tarafından Beyoğlu’nda Ses Sineması’nın üstünde açıldı. Burası 1977′de çıkan yangının ardından kapanınca, yeni Papirüs aynı yıl Ayhan Işık Sokak’ta Erman Han’da hizmet vermeye başladı.
Burası Yaşar Kemal, Cemal Süreya, Selim İleri gibi yazarların yanı sıra, sinemacıların ve tiyatrocuların da buluşma yeriydi. O kadar sevildi ki dekoru ve havasıyla İngiliz pub’larını andıran Papirüs’ün duvarları, zamanla müdavimlerinin getirdiği afişlerle doldu. Hatta bir dönemin ünlü dizisi Şehnaz Tango’da Muhsin’in (Erdal Özyağcılar) işlettiği mekan olarak TV’de bile boy gösterdi.
Lefter’in Meyhanesi
Nazlı Eray “Nevizade’de yarı karanlık Lefter’in Meyhanesi, beş parasız entelektüeller. Dipte çalan bir laterna, yanında garson Tanaş. Bu Tanaş herkesin derdini bilirdi, ona göre konuşurdu” diye andı burayı.
1950′lerde laternasıyla ünlenen meyhanede Kambur Panayot’un kolunu çevirdiği laternadan hep aynı şarkı,“Adalardan Bir Yar Gelir Bizlere” yükselirdi. Ama kimse şikâyetçi değildi. Çünkü burası öğleden sonraki pastane buluşmalarının ardından, edebiyatçıların akşam sofrasıydı.
Beyoğlu’nda bugünkü Nevizade’de Mavi Boncuk’un yerindeki meyhanede bir duble rakı, altı çeşit mezeyle sunulurdu.
Ülkü Tamer, Onat Kutlar, Kemal Özer, Adnan Özyalçıner, Ferit Edgü, Doğan Hızlan, Orhan Kemal, Sait Faik ve Özdemir Asaf, Lefter’in Meyhanesi’nin gediklilerindendi. Ülkü Tamer’in anlatımıyla Lefter 1964′te Ece Ayhan’a göre bando mızıkayla Yunanistan’a gönderilince mekân kapandı.
Lambo’nun Meyhanesi
40 kuşağının “Alaylılar Akademisi” diye nitelediği Lambo’nun Meyhanesi, Orhan Veli’nin Nevizade’deki keşfiydi. Hatta ünlü şair, büyük aşkı Nahit Fıratlı ile burada buluşurdu. Mekân o kadar küçüktü ki İlhan Berk burayı “Bir tramvay büyüklüğündedir” diye andı.
Leyla Erbil, Leyla Umar, Güner Kuban ve Mina Urgan gibi dönemin kadın edebiyatçılarının da sık sık uğradığı meyhane, veresiye defteri ile ünlüydü. Müdavimlerinin paraları çıkışmadığında Mösyö Lambo o deftere ya bir şiir, ya bir söz yazdırırdı.
Lambo, komünist olduğu gerekçesiyle meyhanesi kapatılınca ayakkabı dükkânı açtı ve onu çalıştırırken intihar etti. Sevenleri, bir devir böylece kapanırken onu hep tezgâhın arkasında Rus klasiklerini okurken hatırlayacaktı.
Hatay Restoran
1967′de Ali Demir’in Kadıköy’de açtığı Hatay Restoran, Cemal Süreya’nın öncülüğündeki edebiyat sohbetlerinin Anadolu Yakası’ndaki adresiydi. Fazıl Hüsnü Dağlarca, Ece Ayhan, Salah Birsel, Adnan Özyalçıner, Sennur Sezer, Can Yücel ve Behzat Ay gibi isimler ciğeri ve humusu ile ünlü mekânın sık gelen konukları arasındaydı.
Süreya sayesinde restoranda anı defterleri tutulmaya başlanınca, burası tarihe defteri olan meyhane diye geçti. 1983′ten beri biriktirilen 11 ciltlik defterden seçmeler, şairin ölümünün 13. yılında “Hatay Meyhanesi Defterleri”adıyla kitaplaştırıldı.
Tomris Uyar ile Süreya’nın kadeh tokuşturduğu meyhanenin defterlerinde neler yoktu ki? Feyyaz Kayaca’nın şiirleri, Arif Damar’ın, Ece Ayhan’ın, Fethi Naci’nin notları… Aynı şanslı defterler Cemal Süreya’nın çizdiği ve “Sevgili, Edip!”ithaflı bir Edip Cansever resmini de gördü.
Degüstasyon
Mekân, Orhan Veli’ye “Canan ki Degüstasyon’a gelmez / Balıkpazarı’na hiç gelmez” dizelerini yazdıracak kadar popülerdi. Ahmet Haşim’in burada sandalyesi olduğu rivayet edildi. 1920′de İtalyan Subayı Maurandi Çiçek Pasajı’nın girişinde, bugün Otantik’in olduğu yerde açtığı Degüstasyon’u üç yıl sonra Edmondo Morrigi’ye devretti.
Lokanta 1930-1960 yıllarında en parlak dönemini geçirdi. Yahya Kemal, Ercüment Ekrem Talu, Faruk Nafiz Çamlıbel, Tarık Buğra, Eşref Şefik ve Sait Faik’in sık sık uğradığı meyhane, yazın Çiçek Pasajı’na masa koyduğunda, bugün de süren bir geleneği başlattığından habersizdi. 1970′lere gelindiğinde kadrosu değişen ve eski havasını yitiren meyhane 10 Mayıs 1970′te Çiçek Pasajı çökünce diğer meyhanelerle birlikte kapandı. İsmi halen Balıkpazarı’ndaki bir meyhanede yaşıyor.
Cumhuriyet Meyhanesi
Geçmişi 1800′lerin sonuna dayansa da, 1923′te o dönemki pek çok işletme gibi Cumhuriyet adını aldığı için, resmi kuruluş tarihi 1923 kabul edildi. 1940′larda işletmeye başlayan Koço Efanduli çizgisini ilk yıllardan itibaren korudu. Halen ilk açıldığı yerde, Beyoğlu Balıkpazarı’nda faaliyet gösteren meyhanede Mustafa Kemal Atatürk’ün de masası vardı.
Bu uzun soluklu mekân elbette devrinin önemli edebiyatçılarını da ağırladı. Sait Faik, Orhan Veli, Cahit Irgat, Cihat Burak gibi isimlerle anılan meyhane Atilla İlhan’ın da uğrak yeriydi. Hatta İlhan yıllar sonra Orhan Veli ile orada karşılaşmasını şu sözlerle andı: “Yağmur yağıyordu, rastladığımız ilk kitapçıdan Orhan Veli’nin (Kanık) yeni çıkmış kitabını almış, neş’e içinde, Balıkpazarı’na dalmıştık: ünlü Cumhuriyet Meyhanesi’ne gidiyoruz, çünkü pazar akşamıdır; öğrencilerin, en keyifli gecesi.”
Yeni Hayat Lokantası
Sahibi Kürt Mehmet’ten ötürü “Kürdün Meyhanesi” diye anılan Ankara Ulus’taki bu meyhane, dönemin aydınlarına ev sahipliği yapıyordu. Nurullah Ataç, Orhan Veli, Azra Erhat, Behice Boran, Çetin Altan, Cüneyt Arcayürek, Ceyhun Atuf Kansu, Fikret Mualla ve Fikret Otyam gibi pek çok ismi ağırlayan meyhaneyi, ressam Fahir Aksoy 1944-1960 yıllarını kapsayan anı kitabı “Kürdün Meyhanesi”nde anlattı.
1940′larda açılan meyhane, misafirlerinden ötürü sivil polislerin de uğrak yeriydi. Hatta kendini genç şairler gibi gösteren sivillerin o ağır masalara konuk olduğu ve durum yaşça büyükler tarafından anlaşılınca, en pahalı içkilerin ısmarlanıp hesabın sivillere ödetildiği rivayet edilirdi. 1950′lerden itibaren şehrin merkezi Ulus’tan Yenişehir’e doğru kayınca popülerliğini yitiren meyhane 1960′ların başında kapandı.
Üç Nal
Şinasi Baray, ailesinden kalma iki katlı eski evini düzenleyip 1946′da restorana çevirdi. Alt kat Baray’ın ailesinin yaşadığı dönemde ahır olarak kullanıldığı için de mekânın adını Üç Nal koydu. Ankara’nın Ulus semtinde Konak Sokakta yer alan meyhane, Azra Erhat, Sabahattin Eyüboğlu, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Can Yücel gibi pek çok ismi ağırladı.
Burası kapağında üç nal çakılı şeref defteri ile de ünlüydü. Karikatürist Ratip Tahir Burak “İş dördüncü nalla, bir ata kaldı… Bir de meydana!..” satırlarını, bir karikatürle deftere ekleyince, Orhan Veli de dayanamayıp meyhanenin duvarına, “Üç Nal’a gelen, dörtnala gider” yazdı. Ünlü şair o zamanlar bir gece buradan çıkıp belediyenin açtığı çukura düştüğünde, ölüme dörtnala gideceğini elbette düşünmemişti.
Kamos Beach Club / Kınalıada
Sabah 08:00'de açılan mekan, gece 02:00'de kapanıyor.
Ayazma Koyu'nda, Kamos tesislerinin yanında, bir de halk plajı var. Ama şezlongları ve şemsiyeleri ile diğer tesisleri pek de aratmıyor.
Kınalıada Kamos Beach Club
2014 Yılı Günlük Giriş Fiyatları:
Hafta İçi: 15 TL / Hafta Sonu: 25 TL
Green Beach Club / Heybeliada
Hafta içi ve hafta sonları da dahil ailece gelebileceğiniz, huzurlu ve sağlıklı bir gün geçirebileceğiniz mekanda ayrıca grup organizasyonlarınız ekonomik ücretlerle ulaşım dahil yapılmaktadır.
Green Beach Club Heybeliada`da soyunma kabinlerinden, şezlonglardan, şemsiyelerden faydalanmak için giriş ücretinin dışında hiç bir ücret ödemezsiniz.
Heybeliada Green Beach Club
2014 Yılı Günlük Giriş Fiyatları:
Hafta İçi: 30 TL / Hafta Sonu: 40 TL
Adres: Tarık Sokak Heybeliada Su Sporları Klübü yanı
Eminönü Resimleri
Eminönü Resimleri [gallery columns="4" link="file" ids="47988,47989,47990,47991,47992,47993,47994,47995,47996"...
-
İDO Müşteri Hizmetleri: 0212 444 4 436 Müşteri Hizmetleri Merkezi'nden •Bilet Satış ve Rezervasyon •Bilet İptal / İade ( Sadece basılm...
-
Türkiye’nin ve İstanbul’un en büyük etkinlik bilet satış ve dağıtım şirketi Biletix , Spor, Eğlence, Eğitim, Sergi, Atölye, Konser, Tiyatro,...
-
Yeşilköy Çiroz Halk Plajı iki bölümden oluşuyor ve iki koy şeklinde. Plaj toplam 660 metre uzunluğunda, 500 adet şezlong ve 500 adet şemsiy...